Quantcast
Channel: MemurSite.Com
Viewing latest article 6
Browse Latest Browse All 11309

ABD'nin Arizona eyaletinde yıllar sonra Vebadan ilk can kaybı

$
0
0
Bir zamanlar Avrupa'nın oldukça büyük bir bölümünün yok olmasına neden olan ve bugün hala var olan ölümcül hastalık "THE BLACK DEATH". 1346 ile 1353 yılları arasında milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açarak tarih boyunca en büyük felaketlerden biri olarak kaydedilen veba, Amerika Birleşik Devletleri'nde yeniden gündeme geldi. 2007'den beri ilk kez bir kişi akciğer vebası nedeniyle yaşamını yitirdi.

Arizona eyaletindeki Coconino bölgesinde meydana gelen bu ölümle ilgili, yerel yönetimin resmi internet sitesinden açıklama yapıldı. Yapılan duyuruda, 2007'den itibaren bölgedeki bir vatandaşın ilk kez "akciğer vebası" nedeniyle hayatını kaybettiği açıklandı. Ancak, hayatını kaybeden kişiye ilişkin detaylı bilgilere yer verilmedi.

Akciğer vebası, "pnömonik veba" adıyla da bilinen, vebanın hem en öldürücü hem de en nadir görülen türlerinden biri olarak tanımlanıyor. Hastalığın ortaya çıkışı, genellikle "yersinia pestis" adlı bakterinin dağ faresi gibi memelilerden insanlara bulaşması ve akciğere yerleşerek zatürreye neden olmasıyla ilişkilendiriliyor.

Bu tehlikeli hastalık solunum yoluyla etrafa yayılan damlacıklar aracılığıyla insandan insana bulaşabiliyor. Akciğer vebası, özellikle Orta Çağ'da büyük bir yıkıma yol açmış ve 1346 ile 1353 yılları arasında gerçekleşen salgın sırasında milyonlarca can almıştı. Salgının kökenine dair pek çok farklı teori ortaya konmuş olsa da bu konuda kesin bir sonuca ulaşılabilmiş değil.

Ölüm Dansı (Danse Macabre), 18. yüzyıl.
Yağlıboya tablonun merkezinde farklı sosyal sınıflardan 9 kadın ölümle dans ederken gösterilmiş. Ölümün eşitlikçi tavrını, Papa, İmparator, tüccar, deli vb. figürlerini ölümle dans ederken göstererek vurgulamış. Tablonun bir Alman ressam tarafından yapıldığı biliniyor ama sanatçının adı bilinmiyor (1).


Avrupa 13. yüzyılın sonuna kadar tam 18 şiddetli veba salgını gördü. Neredeyse her 10 yılda bir salgın yaşandı. Salgınların 14. yüzyıldan sonra niçin tekrarlanmadığı önceleri anlaşılamadı. Bu dönemde fare sayısının azaldığı arkeolojik bulgularla kanıtlandı (2).

Veba, Akdeniz limanlarından özellikle hastalıktan kaçan insanlar aracılığıyla Kuzey ülkelerine taşındı. Yabancılar ölüm ve yıkım getiriyordu (3).

Ülkeye gelen yabancıların genelde 40 gün limanda karantinaya alınması bu dönemde başlatılmış bir uygulamadır. Karantina sözcüğü 40 anlamına gelen İtalyanca quaranta sözcüğünden türemiştir (4).

Veba salgınlarının olduğu zamana rastlayan Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) da ayrı bir felaketti. Toplam nüfusu 80 milyon olarak verilen Avrupalıların üçte biri hayatlarını Kara Ölüm nedeniyle kaybetti. Londra’da Nüfusun yarısı telef oldu. İki hastadan birinin öldüğünü biliyoruz (5).

Salgınların sonuncusu olasılıkla 1720-1722 arasında Marsilya’da gerçekleşti. Genom dizilenmesi sonucunda Marsilya’da insanların 14. yüzyılda Avrupa’ya gelen hıyarcıklı vebadan öldüğü kanıtlandı (6).

Vebanın en yıkıcı olduğu yer Avrupa oldu. Veba salgınlarının sıkça tekrarlanması Avrupa’da giderek artan fare sayısına bağlanabilir. Bakteri 19. yüzyılda en büyük üçüncü hıyarcıklı veba salgınına Çin’de yol açtı. Bu, Doğu Avrupa’dan gelen Orta Çağ veba bakterisinin devamıydı. 50 yıl içinde 12 milyon insanın ölümüne neden oldu (7). Hong Kong vebası diye bilinen salgın, Amerika ve Afrika’ya yayıldı. Hastalık günümüzde bile görülüyor. 2017’de Madagaskar’da başlayan veba salgını Hong Kong vebasından kaynaklandı. Günümüzde Avrupa’nın birçok bölümünde bakteri artık görülmüyor ancak dünyanın diğer bölgelerinde oldukça yaygın. Hastalığın tedavisi günümüzde antibiyotikle mümkün. Solunum yoluyla yayılan akciğer vebası teşhis koyulana kadar ölümle sonuçlanabilmekte (8).



Antoninus Vebası 

Antoninus vebası, MS. 165 – 180 yılları arasında yaşanmış olan bir salgın. Salgını Avrupa’ya, Yakın Doğu’daki seferlerden dönen Roma askerleri getirmiştir. Gerçek sebebi tam olarak bilinmese de, bilim insanları bu salgının çiçek hastalığı ya da kızamık olduğunu düşünüyor. Bu salgında, 39 yaşındaki Roma İmparatoru Lucius Verus da yaşamını yitirmiştir. Antoniyus Vebası, dünya genelinde 5 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. O zamanki dünya nüfusunun, 250 milyon civarı olduğu düşünüldüğünde, dünya nüfusunun yaklaşık %2’si hayatını kaybetmiştir. Hastalığın çıkış notasının Çin olduğu düşünülüyor… 

Veba hastalığının görüldüğü dönemlerde oldukça fazla fare ölümleri görülmekteydi ve bu farelerle temasta bulunan insanlarda hastalık görülmekteydi. Ölen fareler üzerinde yapılan araştırmalarda farelerin bu pire türüyle enfekte olduğu gözlenmiş.

Yersinia pestis


Yersinia pestis tarafından enfekte olan pire (Xenopsylla cheopis)

Hastalık belirtileri bakteri vücuda alındıktan 2-8 gün sonra gözlenir. Aniden başlayan sırt ve baş ağrıları, ateş, kusma, titreme, nefes darlığı halsizlik, dalgınlık, burun kanaması, lenf bezinde şişme, kan tükürme ve kasık ağrıları gibi belirtiler gözlenir. Bu belirtiler gözlenirse hastanın acilen tecrit edilmesi gerekir ve yakınlarına koruyucu aşılar yapılmalıdır.

Veba Yüzünden lenf nodüllerinin şişmesi

Veba sonucu oluşan kangren

Veba kendini 4 şekilde gösterebilir. 
1.Bubonik
2.Gastro-intestinal
3.Septisemik
4.Pnömonik
14.Yüzyılda kara ölüm olarak kayda geçen salgının bubonik veba olduğu düşünülmektedir.

*14.yüzyılda yaşayan insanlar vebanın tanrının bir cezası olduğunu düşünmüşlerdir. Bazıları ise gezegenlerin diziliminin buna neden olabileceğini düşünmüş. Fakat büyük bir çoğunluk en büyük günahkar olarak Yahudileri suçlamışlardır.

*Bubonik veba hastalığa yakalananların %30-75'ini öldürürken, Septisemik veba hastalığa yakalananların %100'ünü öldürmektedir. Bu yüzden o dönemdeki Avrupalıların bu duruma şükretmeleri gerekmekte midir yoruma açık..

*Hastalığa yakalanan insanların coğu 7 günde ölmektedir. Bunun nedeni ise aşırı derecede kusmadır.



*Doktorların hastaları tedavi yöntemlerinden birisi de gaga şeklindeki maskelerdi. Bu maskeler hastalığın havayla bulaşmasını önlemek için uzun gaga şeklinde yapılardan meydana gelmekteydi. Bu gaganın iç kısmına güzel kokuları olan lavanta doldurularak ölüm kokusunun dışarıda kalması sağlandığı düşünülüyordu.
Gagalı maskenin haricinde ayrıca tüm vücudu bileklere kadar kapatacak şekilde örten ve üstü balmumu ile kaplı olan özel kıyafetler giyerlerdi.


*Bazı orta çağ doktorlarının tedavi yöntemleri ise oldukça ilginçti. Bu doktorlar kötü kokuların vebayı uzaklaştıracağına inanırlar ve hastalarını dışkı ve idrarla tedavi ederlerdi. Tabi ki bu iyi bir durum olmanın haricinde oldukça zararlıydı.


*Veba boyunca insanlar banyo yapmaktan korkmuşlardır çünkü banyo yapınca vücudu kaplayan kirin ortadan kalkmasıyla deri gözenekleri açılıp hastalığın bu gözeneklerden vücuda girebileceği düşünülmüş.



*Kara ölüm Avrupa'nın ilk defa karşılaştığı veba salgını değildi.Roma İmparatorluğu 1. Justinian döneminde görülen ve bu yüzden Jüstinyen vebası olarak adlandırılan salgın 6.yüzyılda yaklaşık 50 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuştur.



*San Francisco'da 1900'lerde küçük bir salgın yaşanmıştır fakat medikal gelişmeler sayesinde yalnızca 113 ölüm meydana gelmiştir.




*Bubonik veba günümüzde hala mevcuttur. Geçmiş yıllarda Madagaskar'da patlak veren veba modern antibiyotiklere dirençliydi.


*Pireli sıçanlar uzun zaman boyunca vebayı bulaştırdıkları için suçlanmıştır fakat son verilere göre çöl faresinin vebayı bulaştırmada etkili olabileceklerini göstermiştir.

Justinianus Vebası 

Justinianus Veba Salgını, 541 – 542 yılları başlayan insanlık tarihindeki en büyük veba salgınlarından biri. Özellikle Bizans İmparatorluğu başkenti Konstantinopolis yani günümüz İstanbul’u, Sasani İmparatorluğu yani günümüz İran coğrafyası ve Akdeniz çevresindeki liman kentlerini derinden etkilemiştir. Bu veba salgınında 50 milyon insanın hayatını kaybettiği düşünülüyor. O tarihlerde dünya nüfusunun yaklaşık 206 milyon olduğu düşünüldüğünde, nüfusun yaklaşık %24’ünün bu vebada hayatını kaybettiği görülür. Vebanın Çin ya da Hindistan'da başlayıp ticaret yoluyla Mısır'dan geçtiği düşünülüyor. Salgının, kuzey İngiltere’ye kadar tüm Avrupa’ya yayıldığı biliniyor. 

Japonya Çiçek Salgını 

735 yılında, Tokyo’da ortaya çıkan Japon Çiçek Hastalığı, komşu ülkelere yayılarak iki yıl içinde yaklaşık bir milyon insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Japonya'nın o zamanki nüfusunun üçte biri, bu salgında yok oldu. Bu salgının ekonomik ve sosyal etkilerinin yanında dini etkileri de oldu. Japonlar hastalığın Hōsōshin (hososin) denen bir şeytandan geldiğine inandı. Bu sözde şeytan için kurbanlar kesen Japonlar, dans ederek şeytanı şehirlerinden çıkarmaya çalıştılar… 

Kara Veba 
İnsanlık tarihindeki en ölümcül salgınların başında, kara veba geliyor. Halk arasındaki adıyla kara ölüm… Hıyarcıklı vebası olarak da isimlendirilen bu salgın, 1347 – 1351 yılları arasında, bilinen dünyanın her yerine yayılarak, yaklaşık 200 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu… Dünya nüfusunun o zamanlar yaklaşık 450 milyon civarı olduğu düşünüldüğünde, bu nüfusun yaklaşık %44’ünün bu salgında hayatını kaybettiği görülür. Kara Veba’nın, Çin'de veya yakınlarında ortaya çıktığına ve ardından önce İtalya'ya, daha sonra tüm Avrupa'ya, oradan da dünyanın dört bir yanına yayıldığı düşünülüyor. Salgında o kadar çok insanın hayatını kaybetmiştir ki, bu durum kalanlar için kaynakların artmasına yol açmış, bu ise köleliğin azalmasının başlangıcı olmuştur. Sosyal hareketlilik artmış, iş imkanları genişlemiştir. Ancak, Katolik Klisesi bu salgının Tanrının insanlara gönderdiği bir ceza olduğunu söyleyerek bu durumdan faydalanmış ve hem insanlar hem de toplum üzerindeki dini baskısını arttırmıştır.

Romalı Gagalı Doktor, Paulus Fürst, 1656.
Bu doktor kostümünün özelliği yüze sıkıca oturan, kristal göz mercekleri olan, 15 cm uzunluğundaki gagasının parfüm ya da aromatik otlarla dolu olmasıydı. Hastalığın solunum yoluyla geçtiği biliniyor, bu maske ile vebalı hastaya giden doktoru korumayı amaçlıyordu. Ancak gravürün sanatçısı Paulus Fürst, ölümden para kazanmakla suçladığı doktorların insanları korkutmaktan başka işe yaramadığını anlatmaya çalışıyordu. Eserdeki pençe benzeri eldivenler ve ucunda yarasa kanatlı kum saati olan çubuk tarihsel gerçekleri yansıtmıyor ama sanatçının eleştirel yaklaşımını güçlendiriyor. .

 
Yeni Dünya Çiçek Salgını 

Avrupalılar, 1492’de Yeni Dünya’ya yani Amerika kıt’asına geldiklerinde bazı hastalıkları da beraberinde getirdiler. 1520’de ortaya çıkan Çiçek hastalığı, Yeni Dünya nüfusunun %90’ının hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu salgında 20 milyon insan, Yeni Dünya’da hayatını kaybetti. Bu Amerika’da bulunan Kızılderili nüfusunun büyük çoğunluğunun bu hastalık sonrası yok olduğu anlamına geliyor. Çiçek hastalığı, sonraki dönemlerde de dünya genelinde yayılmaya devam etti ve günümüze kadar yaklaşık 56 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu düşünülüyor. Yeni Dünya Çiçek Salgını sonrasında, Avrupalılar yeni boşalan alanları sömürgeleştirdiler. Bu şekilde, Amerika kıt’asının tarihi kökünden değişmiş oldu. 

İtalya Vebası 

Avrupa’da Otuz Yıl savaşları sırasında bir askeri birliğin, İtalya’daki Mantua şehrine getirdiği düşünülüyor. Fare ve pirelerden bulaştığı tahmin edilen salgın, 1629-1631 yılları arasında bir milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Salgın sırasında Verona, Milan, Venedik ve Floransa büyük darbe aldı. Venedik nüfusunun üçte biri yok oldu ve Venedik’in çöküşü başladı. Salgında veba kapan insanların kıyafetleri bile yakıldı, bazı vebalılar boş adalara terk edildi. 

1885 Veba Salgını 

1855’te Çin'in Yunnan Eyaleti’nde, yeni bir veba salgını başladı. Birkaç yıl içinde ticaret gemilerindeki enfekte olmuş fareler, vebanın dünyaya yayılmasına neden oldular. Bu veba salgını, dünya çapında 12 milyon insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Rus Gribi 

1889 - 1890 yılları arasında Rus Gribi salgını başladı. H2N2 kuş gribi kaynaklı bu salgında sadece Avrupa da 250 bin, dünya genelinde ise 1 milyon insan hayatını kaybetti. 

İspanyol Gribi 

1918 yılında, Amerika’nın Kansas şehrinde başlayan İspanyol gribi, 20.yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olarak bilinir. Dünya nüfusunun üçte birini etkileyen grip, 500 milyon insana bulaşmış ve 50 milyon insanın da hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bir tür kuş kökenli H1N1 virüsünden kaynaklı bu salgın, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasında da önemli bir yere sahip. Savaş nedeniyle olan sosyal hareketlilik, hastalığın çok kısa sürede dünya geneline yayılmasına neden olmuştur. Salgını önlemek için aşı denemeleri yapılsa da başarılı olunamamıştır. Bu salgından Osmanlı Devleti de etkilenmiş ve sadece İstanbul’da 6403 kişi hayatını kaybetmiştir. Salgınla mücadele edebilmek için, okullar gibi kamuya açık mekanlar kapatılmıştır… Bu salgın, o zamanlar için insanlığın sonu ve kıyamet olarak adlandırılmıştır… 


Asya Gribi 

Çin'de 1956 yılında ortaya çıkan Asya Gribi, nedeniyle de yaklaşık 1,1 milyon kişi hayatını kaybetti. 

Hong Kong Gribi 

Hong Kong gribi olarak da bilinen, 1968 grip salgını Temmuz 1968'de Çin'de ortaya çıktı. Bu gribin, 1956 Asya gribinin evrimleşmesiyle ortaya çıktığı düşünülüyor. İnfluenza A virüsü (H3N2) nedeniyle başlayan salgında dünya çapında bir milyon insan hayatını kaybetti. 


HIV AİDS 

İnsanlık tarihinin bugüne kadarki en ölümcül hastalıkları arasında, dünyada hâlâ yaygın olarak rastlanan AIDS (HIV) bulunuyor. İlk olarak 1981 yılında ortaya çıkan AIDS nedeniyle, şuana kadar yaklaşık 30 milyon insan hayatını kaybetti. AIDS ilk olarak Amerikan eşcinsel topluluklarında tespit edildi, kaynağının ise 1920'lerde Afrika'dan getirilen bir şempanze virüsünden kaynaklandığı bulundu. Aids, günümüzde de insan sağlığını etkilemeye devam ediyor. 

Sars  

Sars, Sars korona virüsünün neden olduğu bir solunum yolu sendromudur. Kasım 2002 ve Temmuz 2003 tarihleri ​​arasında Hong Kong'da başlayan SARS salgını, neredeyse pandemik hale gelmiş ve dünya çapında 8422 vaka ve 916 ölüme neden olmuştur. 2003 yılının başlarında Hong Kong'dan 37 ülkeye yayılmıştır. 2016 yılında tekrar görülen Sars nedeniyle, sadece Ukrayna'da 319 kişi yaşamını yitirmiştir. SARS-Corona virüsü için etkin bir tedavi henüz geliştirilememiş olup bu konuda çalışmalar devam etmektedir. 

Domuz Gribi 

2009-2010 yılları arasında, ABD ve Meksika'da Domuz Gribi salgını ortaya çıktı. Kısa sürede dünyaya yayılan, H1N1 Domuz gribi nedeniyle, yaklaşık 200 bin insan hayatını kaybetti. 12 Nisan 2009 ve 10 Nisan 2010 tarihleri arasında sadece ABD'de virüs nedeniyle 60.8 milyon vaka, 274.304 hastaneye yatış ve 12.469 ölüm oldu. Türkiye'de de 458 kişi domuz gribinden dolayı yaşamını yitirdi. Salgın resmi, olarak 10 Ağustos 2010'da sona ermesine rağmen, mevsimsel grip virüsü olarak dolaşmaya devam ediyor ve her yıl dünya çapında hastalıklara ve ölümlere neden oluyor.
 
Mers 

Mers, Orta Doğu Solunum Sendromu Koronavirüsü olarak adlandırılan virüsün neden olduğu bir salgın. İlk kez, 2012 yılının Nisan ayında, Ürdün’de ortaya çıkan salgın, Eylül 2012’de de Suudi Arabistan’da görüldü. . Halen sağlık otoritelerince hastalığın takip çalışmaları sürdürülmektedir. MERS virüsü de 2012'den bu yana en az 828 kişinin canına mal oldu. Virüsün insanlara, deve ya da yarasa gibi hayvanlardan bulaştığı düşünülüyor. Şu an MERS-CoV enfeksiyonuna karşı herhangi bir aşı yok. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. 

Ebola 

Adını Afrika’daki bir nehirden alan Ebola virüsü, insanlarda ve insan dışı primatlarda yüksek ateşle kendini gösteren çok ciddi bir salgın. 2014 yılında Gine’deki küçük bir köyde başlayan Ebola, Batı Afrika’daki birkaç komşu ülkeye yayıldı. Ebola virüsü, 28.600 enfekte insanın 11.325’ini öldürdü. Alanı sınırlı olan bu salgın inanılmaz oranda ölüm oranına sahipti.


Görüldüğü gibi insanlık sürekli olarak salgın hastalıklarla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Zaman içinde ticaretin gelişmesi ya da savaşlar gibi nedenlerle bir yerde çıkan bir salgın, çok kısa sürede dünyanın farklı coğrafyalarına yayılma imkanı bulmuş ve milyonlarca insanın hayatını derinden etkilemiştir. Tüm bu salgınlar gibi, 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan covid 19, ticaret, ulaşım ve turizm gibi sektörlerle 3 ay gibi kısa sürede dünya geneline yayılmış ve milyarlarca insanın hayatını etkilemiştir. İnsanlar bu salgın nedeniyle evlerinde kalmaya başlamış ve dünya genelinde yaşam durma noktasına gelmiştir. Uluslar arası ticaret yavaşlamış, dünya ekonomileri trilyonlarca dolar zarar etmiştir. Küresel ölçekte etkili olan tüm salgınlarda olduğu gibi, covid 19 da insanların yaşam alışkanlıklarında kökten değişiklikler yapmaya başlamış durumda… 

Viewing latest article 6
Browse Latest Browse All 11309

Latest Images